Küçük sevimli görüntüsüyle kapleri kazanan, tadıyla sofraların vazgeçilmezi olan havuç reçeli...
Bugün tükettiğimiz havucun benzeri 10. Yüzyıl da Anadoludan yayılmıştır. Havucun ıslahı ve kökeni hakkında iki adet önemli teori mevcuttur. Mor köke sahip havuçlar Afganistan’da ıslah edilerek, buradan Akdeniz çevresi, Batı Avrupa ve Çine yayılmış, 17.yy.’da da Japonya’da yetiştiriciliği yapılmıştır.
Bir porsiyon doğranmış havuçta ortalama % 10 K vitamini, % 6 C vitamini ve % 2 kalsiyum bulunur. A Vitamini deposudur. Düzenli olarak tüketilmesi, halinde hayat boyunca A vitamini eksikliği kaynaklı rahatsızlıklardan uzak kalmış olursunuz. Ayrıca göz ve kemik sağlığına faydalı olduğu bilinmektedir. B6 vitamini, bakır, folik asit, tiamin ve magnezyum içermektedir. Sinir hücreleri üzerinde olumlu etkisi vardır. Hasar gören beyin hücrelerinin onarılmasına yardımcı olur. Darbe ve yaşlanmadan dolayı meydana gelen unutkanlık, bunama gibi hastalıklara karşı beyin sağlığını korur. Havuç içinde barındırdığı lifler sayesinde sindirim sistemi için oldukça önemlidir. Mideyi kuvvetlendirir ve midenin sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı olur. Bağırsak hareketlerinin daha sağlıklı devamlılığını sağlar. Her ne sebepten olursa olsun hasar görmüş hücrelerin onarılmasında önemli rol oynar. Antioksidan özelliğinden dolayı genel anlamda cildi korur ve temizler. Tüm bunlara ek olarak çok az kalorisi vardır. 100 gram havuç sadece 33 kaloridir. Tabi ki bugünkü tarifimiz hariç :)
Bugün sizlere enfes bir reçel hazırladık tıpkı Bal Kabağı Reçeli tarifimizde olduğu gibi kendisi beta-karoten zengini. Havuç Reçeli tarifimiz için buyurun mutfaklara. Şimdiden ellerinize sağlık...
1 kilo havucun kabuklarını soyup yıkıyoruz ve bir tencereye halka halka doğruyoruz. 1 portakalın suyunu sıkıyoruz ve 1 çay bardağı su koyup haşlıyoruz. Üzerine 750 gram toz şeker koyup pişmesine yakın 1 tane limon sıkıyoruz ve 5-10 dakika daha kaynatıyoruz.
Yorumlar