Nar Hakkında Az Bilinen Gerçekler

Nar Hakkında Az Bilinen Gerçekler

Nar, binlerce yıldır bolluk ve bereketi simgeler. Ayrıca nar yiyen insanlar nefret duygusundan uzak kalıyormuş biliyor muydunuz?


Yaz mevsiminin güzel meyvelerini uğurladığımız ve sonbaharın serinliğini iliklerimize kadar hissettiğimiz şu günlerde, kışın güzel meyvelerine merhaba demeye başladık bile.

İşte onlardan en güzeli ve en özeli şüphesiz, Nar!

Eski Mısırlılar tarafından kainatın ilk meyvesi kabul edilen nar, tıpkı zeytin ve üzüm gibi sahip olduğu eşsiz özellikleri sayesinde uygarlığımıza yön veren meyvelerden kabul ediliyor. Yapılan tüm araştırmalara rağmen narın ilk ne zaman yenmeye başlandığı bilinmemektedir. Organik materyallerin yaş tayininde (Karbon14)  kullanılan testlere göre, Milattan Önce 3000’li yıllarda narın varlığı tespit edilmiş. Araştırmalar sonucu nar ile ilgili ilk buluntuların Kıbrıs’ta bulunan Hala Sultan Tekke’sinde olduğu yazılıyor. Sonraları Mezopotamya’da bulunan çivi yazılarında nar ağacından bahsedildiği görülüyor.


Anadolu’nun en eski kültürlerinden biri olan Hititler’de, tarım tanrısı buğday ve narla birlikte betimlenmiştir. Hitit dilinde “nurmu” ya da “nurma” sözcükleri nar anlamına gelir. Yeni Hitit Tanrıları kadınlığın ve güzelliğin sembolü olarak genellikle ellerinde ayna tutmuşlarsa da, diğer Tanrıların ellerinde nar görülmektedir. Antik Mısır’da ölüler, ikinci yaşam hayaliyle nar ile birlikte gömülmüşler. Mısır firavunu Tutankhamun’un mezarında ele geçen gümüş nar biçimli kap, Mısır’da gümüşün nadir kullanılması nedeniyle ilginç bir örnek olarak tarih sayfalarında yerini almıştır.

Binlerce yıldan bu yana birçok kültürde nar, bolluk ve bereketi simgeler. Mesela Yunan mitolojisinde efsaneye göre, yeraltı Tanrısı Hades, bereket Tanrısı Demeter’in kızı Persephone’u kaçırır. Hades görür görmez aşık olduğu güzeller güzeli Persephone’u kaçırdıktan sonra bir daha yeryüzüne çıkmaması için o’na bir nar ikram eder. Persephone ne kadar nar tanesi yerse o kadar süre yer altında kalması gerekiyor. Persephone ikram edilen nar tanelerinden 4 adet yiyor ve böylece 4 ay boyunca yer altında geçirmek zorunda kalıyor. Persephone 4 ay yer altında kaldığı için kızına çok düşkün olan Demeter yılın dört ayında bereket dağıtmayı bırakıyor. İşte bu dört ay kış aylarına denk gelmekte. Bir inanışa göre de şayet Persephone 12 nar tanesi yeseydi bugün belki de toprağın bereketi olmayacağı için bizlerde olmayacaktık şeklinde.

Yahudi inancında da büyük bir öneme sahip nar meyvesi. Kutsal kitap Tevrat’ta yer alan 613 emre karşılık narda da 613 tohum bulunması. Ancak günümüzde narlarda yapılan genetik çalışmalar sebebiyle her zaman 613 tohum bulunamıyor.

Hıristiyanlık’ta da kutsal kabul edilen nar, kilise resimlerinde ellerinde çatlamış bir nar tutan Meryem Ana ve İsa Peygamber tasviri, yaşamda çekilen acıyı ve yeniden doğuşu sembolize ediyor.

Müslümanlık’taysa Cennet meyvelerinden biri kabul edilen nar yine bereketi ve verimliliği simgeliyor.  Ayrıca nar yiyen insanların kin, nefret ve düşmanlık gibi kötülüklerden uzak kalacağına inanılıyor.

Ünlü Rus bilimci Nikolai Vavilov narın gen merkezinin İran olduğunu, oradan Asya ve Hindistan’ın sıcak bölgelerine yayıldığını kaleme almıştır. Bugün özellikle Akdeniz ülkelerinde yaygın yetiştirilen narın, Akdeniz’e yayılmasında Finikeliler’in payı olduğu düşünülüyor. Tabi ki İpek yolunun da narın dağıtılmasında rolü büyük. Uzun süre bozulmadan muhafaza edilebilen nar meyvesi, İpek yolun da seyahat eden kervanlar ile Çin ve diğer Uzak Doğu ülkelerine ulaşma imkanı buluyor.


Anavatanı Ortadoğu ve Kafkasya olan nar tropik ve subtropik iklim meyvesi olarak bilinir. Dünya genelinde nar üretimi yaklaşık 1Milyon ton olup, en çok nar üreten ülkeler İran, Pakistan, Türkiye, Azerbaycan, Hindistan ve İspanya’dır. En çok nar ihraç eden ülkeler İran, Türkiye, İspanya, Hindistan ve Tunus olup, en çok nar ithalatı yapan ülkeler ise Rusya, Amerika, Almanya, Hollanda ve Ukrayna’dır. Ülkemizin nar üretimi ise her yıl önemli oranda artmaktadır. Nar iklim dönemselliğine uygun olarak Akdeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yetiştirilmektedir. Nar üreten önemli şehirlerimiz ise Antalya, İçel, Aydın, Denizli, Hatay ve Siirt’tir. Ülkemizde en yaygın üretimi yapılan nar çeşidi Hicaznar’dır. Kırmızı sert kabuğu, koyu kırmızı taneleri ve mayhoş tadıyla Avrupa ülkelerinin beğenisini toplamaktadır. Hal böyle olunca ihracatımız yıldan yıla artmaktadır.

Antioksidan ve doğurganlığı arttırma gibi özellikleri olan nar, Antik dönemde ve günümüzde de çok sayıda bilimsel çalışmaya konu olmuştur. Nar içeriğinde karbonhidrat dışında önemli miktarda mineraller ve vitaminler bulunuyor. Bu minerallerin başında kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, magnezyum, demir ve çinko geliyor. Vitaminlerde ise A, B1- B2 - B3 - B6 ve C bulunuyor. İçerdiği bu özellikler sayesinde fonksiyonel gıdalar grubuna alınmaya hak kazanan nar, başta yüksek tansiyonlu hastalarda kan basıncını düşürmek olsun, kanser ve kalp damar hastalıklarını önlemede de rolü olduğu biliniyor. Nar, tıbbi bitki olarak ilaç endüstrisi için de önemli bir hammadde. Sahip olduğu yüksek miktarda tanen nedeniyle iyi bir damar büzücü.  Bu yüzdendir ki nar, dahilen ve haricen kullanılabiliyor. Dahilen, çeşitli kanamalarda kanı durdurmak için, haricen de çeşitli akıntıların önlenmesinde kullanılıyor. Narın tüm kısımları antibakteriyal ve antiviral özelliğe sahip. İşte tam da bu sebeple özellikle geçmişte kolik, dizanteri gibi hastalıkların tedavisinde kullanılıyordu. Yeni yapılan bilimsel çalışmalarda da nar suyunun prostat kanserinde, şekerde, lenfomada, soğuk algınlığında da tedavi edici özelliği olduğu ispatlanmış... 


Narın tıbbi özelliklerini de bir bir yazdıktan sonra binlerce yıldan günümüze hangi alanlarda kullanıldığını da belirtelim. Nar, ülkemizde en önemli boya bitkilerinden bir tanesi. Çünkü narın kökünden, gövdesinden, çiçeğinden ve meyvesinden farklı farklı renkler elde etmek mümkün. Örneğin nar çiçeklerinden ve henüz olgunlaşmamış meyvelerin kabuklarından parlak kırmızı renk elde ediliyor. Kuru kabuklarından ise güzel ve kuvvetli bir sarı elde ediliyor. Orta Asya’da derilerin sarı renge boyanmasında nar kullanılıyor. Nar kökünün kabuklarındansa koyu siyah renk elde ediliyor. Bu koyu siyah boya, ortaçağ döneminde mürekkep olarak kullanılıyordu. Boyar madde dışında da narın bir diğer özelliği odununun çok dayanıklı ve esnek olması. Sağlamlığı nedeniyle eski dönemlerde birçok tarım aletinin yapımında faydalanılmış.

Bu güzeller güzeli sonbahar aylarında serada yetiştirilmiş veya yurt dışından ithal edilmiş meyveler yerine, ülkemizde yetişen narlardan bolca tüketebilirsiniz. Hatta yediğiniz narların kabuklarıyla da arzu ederseniz giyeceklerinizi renklendirebilir, soyulmuş nar kabuklarını bir bardak sirkede bir hafta bekletip kaliteli bir mürekkep elde edebilirsiniz.

Bugün bilgi açısından bereket dolu bir denize yelken açtık nar sayesinde, bu güzeller güzeli hicaznar bizden size, bolluk ve bereket getirmesi dileğiyle…

Yorumlar
Henüz yorum yok
Adınız
Bunlar da İlginizi Çekebilir

Aramıza Siz de Katılın

  • 3050 üye,
  • 1920 tarif,
  • 954 makale
Şimdi ücretsiz katıl