Sıcak ve bunaltıcı havalarda içinizi serinletecek ve mis gibi nane kokusuyla ferahlayacağınız ayran aşı çorbası
Her ne kadar bulunuş tarihi kesin olarak bilinmese de, Kaşgarlı Mahmut tarafından on asırda yazılan Divanü Lügâti’t-Türk ve yine Balasagunlu Yusuf Has Hâcip tarafından yazılan Kutadgu Bilig adlı eserlerinde bugünkü anlamı ile “yoğurt” kelimesine rastlanılmaktadır.
Yoğurdun Avrupa’ya yayılışı ile ilgili ilk bilgiler Fransız tıp tarihinde görülmektedir. 15. Yüzyılda Fransa Kralı 1. Fransuva ateşli ishal hastalığına yakalanır. Krala Türkler tarafından tedavi amacıyla yoğurt götürülür ve yemesi tavsiye edilir. Kral’ın sağlığına kavuşmasında yoğurt etkili olur, o tarihte ve sonrasında ise yoğurt ilaç olarak tanınır. Bu olaydan sonrada hızla Avrupa’da yoğurt üretimi başlar. Geniş çapta yayılması ve Türkiye sınırlarını aşması ise 20. Yüzyıl başlarında olur. Düşünün ki Amerikalılar günümüzden sadece 45-50 yıl önce yoğurt ile tanışmışlardır. Şaşırtıcı değil mi? Asya ve Afrika’da yoğurdun yayılışının Türkler aracılığıyla olduğu bilinmektedir. Çin’de yoğurt yendiğini Marco Polo yazmıştır.
Sadece içerdiği kalsiyum kaynağı ile değil protein ve yararlı bakteriler ile de vazgeçilmezimiz yoğurt. Özellikle sağma inek sütünden, bulamıyorsak günlük süt ile de evde mayalanan yoğurt probiyotik kaynağı olup, bağırsaklarımız için oldukça faydalı bir besin. Düzenli olarak tüketildiğinde bağışıklık sistemini güçlendirir, bağırsak sağlığını korur, yağ yakımını hızlandırıp, tatlı isteğini baskılar. Yoğurdun içerisinde bulunan iyi bakteriler sayesinde hergün bir kase yoğurt tüketildiğinde tansiyon dengelenir. Sağlıklı beslenmek için öncelikle kan şekerinin dengeli olması gerekir. Kan şekerimiz ne kadar dengeli olursa abur-cubur ve tatlı istekleri de o kadar azalır.
Bugün sizlere nefis Ayran Aşı Çorbası tarifimizi hazırladık. Öyle şifalı ki :) Bir ara mutlaka Çeşmi Nigar Çorbası tarifimizide denemelisiniz. Şimdiden ellerinize sağlık...
Ayran Aşı Çorbası Tarifi Nasıl Yapılır?
Çorbanın yapımında kullanacağımız 1 su bardağı aşurelik buğday ve yarım su bardağı nohudu, bir gece önceden ayrı ayrı kaplarda suda ıslatıyoruz. İyice şişen buğdayı derin bir tencereye alıyoruz. Üzerine 6 su bardağı kadar içme suyu ekledikten sonra orta ateşte haşlıyoruz. Buğdayın haşlama suyunu dökmüyoruz onunla çorba yapıyoruz.
Nohudu ayrı bir tencereye alıyoruz ve üzerini geçecek kadar su ilavesiyle orta ateşte haşlıyoruz.
500 gram süzme yoğurda yarım tatlı kaşığı tuz atıp küçük bir kapta pürüzsüz hale gelene kadar karıştırıyoruz.
Haşlanan nohutları, suyunu süzdükten sonra buğday tenceresine aktarıyoruz ve hafifçe karıştırıyoruz. Buğdayların pişip, pişmediğini kontrol ettikten sonra çorba tenceresini ocaktan alıyoruz ve soğumaya bırakıyoruz. Soğuyan, haşlanmış nohutlu ve buğdaylı çorbaya hazırladığımız çırpılmış süzme yoğurdu ekliyoruz. Servis yaparken üzerine 1 tatlı kaşığı nane serpiyoruz.
Yorumlar