Mutfağımızdaki Kanser Savaşçıları

Mutfağımızdaki Kanser Savaşçıları

Sofralarımızda kanser savaşçısı besinlere düzenli olarak yer açmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Peki o besinler hangileri? İçerikleri neler? Hepsi yazımızda...


Kanser oluşumuna sigara, alkol, genetik faktörler kadar hatalı beslenme de sebep oluyor. Hatta uzmanlar, kötü beslenmenin kanser oluşumu riskini %30 oranında arttırma rolü bulunduğunu söylüyor. Korkunç değil mi?

Panik olmuyoruz ama biran evvel yeme alışkanlıklarımızı gözden geçiriyoruz. Ve özellikle aşağıda saydığımız besinleri yeterli ölçüde ve düzenli olarak sofralarımıza buyur ediyoruz. Özellikle öyle besinler var ki, mevsiminde ve yeteri kadar tüketilince vücudun bağışıklık sistemine katkıları muhteşem. İşte o muhteşem besinlerden bazıları ve en önemlileri...



C Vitamini Şart!

Tabi ki ilk aklımıza gelen C vitamini deposu Greyfurt. C vitamini, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücuda zarar veren serbest radikallerle savaşan çok güçlü bir antioksidandır. Yapılan araştırmalar C vitamininin solunum, reflü, mide ve kolon kanserlerinin önlenmesinde önemli rolü olduğunu gösteriyor. Mevsiminde 1 adet greyfurt tüketmek kişinin C vitamini ihtiyacının %70’ini karşılıyor. Ben greyfurt sevmem, yiyemem diyenler burada mı? O halde alternatif kanser savaşçılarımız sizler için devreye giriyor; Greyfurt yerine kivi, sivri biber, kuşburnu da tüketebilirsiniz. Hepsi de C vitamini deposu ve aynı zamanda birer kanser savaşçısı.



Uzakdoğudan Gelen İksir: Yeşil Çay

Kateşin (catechins) çay ve bazı meyve-sebzelerde bulunan güçlü antioksidan etkili flavonoid grubudur. Ve yeşil çayın bileşiminde kateşinin birçok formu bulunmaktadır. Uzmanlar, yeşil çayın içeriğindeki kateşinler sayesinde kanser riskini azalttığını söylüyor. Aynı şekilde siyah çay içeriğinde de kateşin bulunuyor, fakat yeşil çayın kateşin içeriği daha zengin. Siz siz olun yaz kış demeden günde en az 1 fincan maksimum 2 fincan  tüketmeye özen gösterin.



Denizden Gelen Şifa: Balık

Omega-3 yağ asitlerinin tümör oluşumunu geciktirmesi hakkında araştırmalar mevcut. Balıkta zengin bir omega-3 kaynağıdır. Sardalya, uskumru, somon, kalkan, ringa ve ton balığı omega-3 yönünden oldukça zengindir. Kanser oluşum riskini bertaraf etmek için haftada en az 2 porsiyon balığı beslenme programınıza eklemeniz gerekmektedir. Yalnız önemli bir nokta, balığı mutlaka sağlıklı yöntemlerle fırında veya buğulama usulü hazırlıyoruz. Tıpkı bizim Fırında Somon tarifimiz gibi. 



Günde 10 Gram Keten Tohumu

Keten tohumunda omega-3 yağ asitleri, alfa-linolenik asit, protein ile yüksek oranda çözünür ve çözünmez posa ve lignanlar bulunur. Ayrıca düzenli keten tohumu tüketiminin LDL kolesterolü düşürdüğü ve damarlardaki birikimi azalttığı biliniyor. Günde 10 gram keten tohumu tüketmenin meme kanseri riskini azalttığını biliyor muydunuz? İster tek başına, isterseniz yoğurt ile mutlaka keten tohumu tüketin.



Kırmızı Şifa: Domates

Sıcak ayların şifa kaynağı domates. Likopen maddesini oldukça fazla içeriğinde barındırıyor. Likopen kanser riskini azaltmada potansiyel role sahip bir madde. Pişmiş domateste likopenin etkisi daha da artarak güçlü bir antioksidan oluyor. Yaz dönemi, yani mevsiminde tüketilen domates antioksidan zenginliği sayesinde prostat, meme, sindirim sistemi, mesane, deri ve serviks kanseri riskini azaltıyor. Yaz aylarında her öğününüz de mutlaka domatesi bulundurun ve mümkünse pişmiş olarak.



Hem Vampir, Hem Kanser Kovucu: Sarımsak

Sarımsak, geçmişten günümüze halen tıbbi amaçla kullanılmaya devam ediyor. Sarımsağın içeriğinde bulunan sülfürlü bileşikler vücudun bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve tümörlü hücre çoğalmasını engelleyen enzimlerin etkinliğini artırarak vücudu kansere karşı koruyor. “Sarımsak mı? Ben hiç almayayım” diyen az değil. O halde sizler yine bu aileden soğan ve pırasa gibi sebzeleri tüketerek kansere dur diyebilirsiniz. Uzmanlar, sarımsak tüketimiyle başta mide kanseri olmak üzere mesane, kolon ve prostat kanserine savaş açabileceğimizi belirtiyorlar. Yemeklerinizde pişmiş soğan ve sarımsağa yer verin. Pişen sarımsak ve soğan ağız kokusuna sebep olmaz unutmayın. Şunu da belirtmekte fayda var; sarımsağı bütün olarak tükettiğinizde daha fazla olumlu etkilerini görürsünüz. Bizden söylemesi...



Yaşasın Kırmızı Meyveler

Yaban mersini içeriğinde barındırdığı flavonoid bileşikler, proantosiyanidinler ve güçlü antioksidan etkisiyle kansere meydan okuyor. Şayet tazeyse günde 1 çay bardağı kadar, kuru ve şekerle kavrulmamış ise günde bir avuç içi kadar tüketebilirsiniz. Yaban mersini tüketemeyenler için alternatiflerde mevcut: Çilek, kırmızı dut, böğürtlen ve ahududu gibi meyvelerde de benzer bileşiklerlerden oldukça yüksek oranda bulunuyor. 



Beta-karoten Zengini: Bal Kabağı

Bal kabağı çok güçlü bir antioksidan olan beta-karoten maddesini içermektedir. Aynı zamanda beta-karoten vücudumuzdaki serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarına karşı önleyici etki göstermektedir. Beslenmenize beta-karoten zengini besinleri eklediğinizde menopoz öncesi dönemde meme kanserine karşı vücudunuzu korumuş olursunuz. Aman dikkat bal kabağı tatlısından ziyade (çünkü şeker kanser tetikleyicidir) Bal Kabağı Çorbası hazırlayıp afiyetle tüketebilirsiniz. Beta-karoten içeren diğer alternatif besinler ise kayısı, havuç, tatlı patates, Trabzon Hurması ile turunçgiller gibi koyu sarı-turuncu renkte sebze ve meyvelerdir.



Turpgiller Familyası

Lahana, karnabahar, brokoli, pazı, turp çeşitleri, şalgam, hardal yeşillikleri, su teresi, yabani havuç gibi turpgiller ailesinden olan kış sebzeleri içerdikleri sülforafan adlı fitokimyasal sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirici, enfeksiyonlardan koruyucu etki geliştiriyorlar. Bu sayede kanser öncüsü hücrelerin imha edilmesinde ve DNA hücre hasarının önlenmesine yardımcı oluyorlar. Özellikle mevsiminde haftada 2-3 defa 200 gram kadar turpgil tüketmek kanserden korunmak için birebir. Uzmanlar, ısıya maruz kalmadan buharda veya çiğden tüketilmesini öneriyorlar. 



Kurubaklagiller Olmazsa Olmaz

Kırmızı-yeşil mercimek, kuru fasulye, nohut, soya fasulyesi hem bitkisel protein kaynağı, hem de içerdikleri fitokimyasallar sayesinde iyi birer kanser savaşçılarıdır. Kanser oluşum riskini azaltmak için haftada 2-3 defa sofranızda kurubaklagillere yer vermeyi ihmal etmeyiniz. 

Şifalı günler dileriz...

Yorumlar
Henüz yorum yok
Adınız
Bunlar da İlginizi Çekebilir

Aramıza Siz de Katılın

  • 3050 üye,
  • 1920 tarif,
  • 954 makale
Şimdi ücretsiz katıl